Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Buradan, milletin kürsüsünden 13 yıllık mücadelenin ardından muhteşem ve muazzam bir zafer imza atan Suriyeli kardeşlerimizi kemal-i hürmetle selamlıyorum.
Bizleri bugünlere eriştiren Suriye’nin özgürlüğe kavuştuğunu bizlere dünya gözüyle gösteren rabbimize hamd olsun. Cenab-ı Allah’tan grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve partimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.
Sözlerimin hemen başında Balıkesir’in Karesi ilçesindeki bir mühimmat fabrikasında dün meydana gelen patlamada hayatını kaybeden 11 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar niyaz ediyorum. Kardeşlerimizin ailelerine ve yakınlarına Mevla’dan sabrı cemil diyorum.
Bu sabah Kazakistan’ın Aktau şehri yakınlarında Azerbaycan havayollarına ait bir yolcu uçağının düştüğünün haberini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Her iki kardeş ülkeye de milletimiz adına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.
Aynı şekilde yine bu sabah Balıkesir’de bir öğrenci minibüsünün geçişi ve öğrencilerin yolun bir yanından diğer yanına geçmesi esnasında bir tırın çarpmasıyla çocuklarımız, ciddi manada yaralar aldı. Ve şu anda bunların içinde maalesef yoğun bakımda olanlar var ve bu yoğun bakımın ötesinde de 20 küsur öğrencimizin şu anda bakımı devam ediyor. Allah şifalar versin.
17 Ekim’de başlayan bütçe maratonumuz, cumartesi günü tamamlandı. AK Parti olarak 23’üncü bütçemizin de meclisimizin onayına mazhar olmasının memnuniyeti içindeyiz. Türkiye Yüzyılı’nın ikinci bütçesi olan 2025 yılı bütçesinin ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Kabine toplantımıza müteakiben gerçekleştirdiğimiz basın toplantısında 2025 bütçesinin genel çerçevesini kamuoyumuzun dikkatine arz etmiştik. Muhalefetin, bütçemize yönelik asılsız itham, iddia ve iftiralarına da orada cevaplarımızı tek tek vermiştik.
Yaşanan her hadise CHP’nin başını çektiğini muhalefetin, ülkeye dair hiçbir vizyonlarının olmadığını ortaya koyuyor. Komisyondan genel kurul aşamasına kadar şov yapmak, kışkırtmak, meclisi terörize ve provoke etmek dışında hiçbir şey yapmadılar.
Her zaman söylüyorum: Bunların amacı, iktidara alternatif olmak değil, muhalefetin konforlu alanında kalarak şahsi iktidarlarını korumaktır.
SGK’ya en borçlu 10 belediyenin 7’sinin CHP’li olması, bunların en tepesinde de 10 milyar liralık borcuyla İzmir’in bulunması tabii ki tesadüf değildir.
Bunların belediyeleri, arpalık olarak gördüklerini biz zaten söylüyorduk ama Sayın Özel, kaş yapayım derken göz çıkartan son açıklamalarıyla bunu kendi ağzından da ikrar etmiş oldu.
Borçları hatırlatılınca feveran eden CHP’ye şimdi yolunu gözledikleri eski genel başkanları Bay Kemal’in cümleleriyle şunu söylemek isterim. Ne kadar çığırtkanlık yaparsanız yapın bağırsanız da çağırsanız da ipe un serseniz de kaçış yok. SGK’ya olan prim borçlarını tıpış tıpış ödeyeceksiniz.
Kusura bakmayın emeklinin, memurun, işçinin, esnafın, çiftçinin, engellinin, yetimin, öksüzün hakkını size konserlerde şarap turlarında yedirmeyiz, yedirtmeyiz.
10 Aralık’ta görüşmelerine başlayan Asgari Ücret Tespit Komisyonumuz biliyorsunuz çalışmalarını dün tamamladı. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak net asgari ücret miktarını 22 bin 104 lira olarak belirledik. Bu rakam, 2024 yılına göre net yüzde 30 artışa tekabül ediyor.
Devletimizin asgari ücretli başına işverene verdiği destekse 700 liradan bin liraya yükseldi. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık.
Yeni asgari ücretin çalışanlara ve işverenlere hayırlı olmasını diliyorum. Duydum ki CHP, bugün galiba Meclise de gelmeyecekmiş. Yolları açık olsun. Biz 22 yıl boyunca ne yaptıysa muhalefetin engellemelerine rağmen yaptık.
Onlara rağmen başardık. Parlamento, millete hizmet mekanıdır. Buradan kaçış olmaz. Değişim, normalleşme, siyasi olgunlaşma yönünde muhalefet cenahında ne hazindir ki bugüne kadar hiçbir gelişme göremedik.
Bütçe görüşmeleri sırasında takındıkları uzlaşmaz tavır, bunlardan ne köy ne de kasaba olacağını gösteriyor. Varsın onlar, yanlışta ısrar etmeyi sürdürsün. Biz, işimize bakacağız. Milletimize hizmet etmeye odaklanacağız. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını amaçlayan daha müreffeh, daha güçlü bir Türkiye vizyonunu hedefleyen 2025 yılı bütçemizi aziz milletimizin de sahiplenmesiyle hayata geçireceğiz.
Enflasyon, düşüyor. İhracatımız, yükseliyor. Cari açığımız, geriliyor. İstihdamımız, artıyor. Sanayide çarklar dönüyor. Turizm, inşallah rekora koşuyor. Uluslararası yatırımcıların ülkemize ilgisi artıyor. Büyümemiz, 17 çeyrektir kesintisiz devam ediyor.
İnşallah 2025 yılı bir önceki seneden daha iyi olacak. Biraz daha sabır, biraz daha gayretle çok daha güzel neticeler göreceğiz. İstikrarı bozmadan, güven ortamını zedelemeden, para ve maliye politikalarını sarsmadan, muhalefetin bizi sürüklemek istediği popülizm tuzağına düşmeden, sırtımızda yumurta küfesi taşıdığımızın şuuruyla önümüzdeki süreci çok büyük bir titizlikle yöneteceğiz. Rabbim, bizleri milletimize mahcup etmesin. Bu şekilde dua ediyorum.
Türkiye, tarihi bir dönemden geçiyor diyeceğim ama bizim bin yıldır bu coğrafyada tarihi olmayan hiçbir günümüz yoktur. Esasen bin yıl önceki Malazgirt Zaferi, güneyimizden başlayarak Anadolu topraklarını yeniden yurt kılmamızın sembolüdür. Bir başka ifadeyle biz bu toprakların misafiri değil, binlerce yıllık ev sahibiyiz.
Kimi zaman şartlar gereği başka diyarlara gitmiş olsak da sonuçta dönüp dolaşıp bu topraklara tekrar sarıldık.
Terörsüz Türkiye hedefimizi, devletimizin uhdesinde bulunan tüm araçları kullanarak önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz.
Kürtlerle olan ezeli ve ebedi kardeşliğimizi dinamitlemek isteyenleri aradan çekip alacağız. Her ne kadar birileri bu örnek yoldaşlığı ve ülkemiz adına sağladığı hayırlı sonuçlarını hazmetmekte halen zorlanıyor olsa da Cumhur İttifakı, siyasi tarihimizin istikametini belirlemeyi sürdürecektir. Unutmayın tarih, hayal kuranların ve hayalleri uğrunda ter dökenlerin mülküdür.
Muhalefetin tüm kışkırtmalarına rağmen milletimiz, Suriye muhacirlere bir ensar bilinciyle ensar millet olmanın mesuliyetle hep sahip çıktı. Irkçı nefret söylemlerine prim vermeyen vatandaşlarımız, büyük bir sabırlar, metanetle ve vakarla kardeşlerine kucak açtı. Münferit hadiseler dışında hamd olsun başımızı öne eğecek, tarihimize gölge düşürecek hiçbir müessif olay vuku bulmadı.
Suriyeli kardeşlerimiz de bir taraftan yaralarını sarmaya çalışırken, diğer taraftan Türkiye’ye ve ekonomimize katkı sunmaya gayret etti. Tüm dünyaya emsal teşkil edecek bir yardımlaşma seferberliğine beraberce imza attık. Merhamet örnekleriyle dolu tarihimize bir altın sayfayı da yine beraberce ekledik.
Medeni dünyanın veremediği insanlık sınavını rabbime sonsuz hamd olsun Türk milleti olarak biz vermeyi başardık. Buradan Suriyeli mazlumlara 13 yıl boyunca kucak açan aziz milletimizin her bir mensubuna kalpten teşekkür ediyorum.
Suriye halkının çilelerle, derin acılarla ve fedakarlıklarla bezeli mücadelesi 8 Aralık’ta Şam’ın özgürleşmesiyle zafere ulaşmıştır. 61 yıllık zulmün ardından Baas rejimi yıkılmış ve Esed korkağı cibilliyetine yaraşır şekilde en yakınındakileri satarak Suriye’den kaçmıştır. Suriyeli devrimcilerin, Şam’da kontrolü sağlamasıyla birlikte artık bu ülkenin önünde yeni bir sayfa açılmıştır.
Türkiye, harekat boyunca daha fazla kan dökülmemesi, çatışmaların başka yerlere sıçramaması için gerekli müdahalelerde bulunmuştur. 13 yıllık kıyamın, 12 günde zaferle taçlanması tek başına muhteşem bir başarıdır.
Bu başarının sahibi de önce Allah, sonra da Suriyeli kardeşlerimizdir. Suriye halkı, ülkelerini bir katliam şebekesinin pençesinden kurtarmıştır. Suriyeliler, tüm etnik, mezhebi, dini kesimleriyle geleceklerini kendilerinin tayin edeceği bir yola girmişlerdir.
Arap ve İslam aleminin Suriye’nin yeniden inşasına liderlik etmesi, diğer ülkelere de örnek olması gerekiyor. Suriyeli kardeşlerimizi 13 yıl nasıl yalnız bırakmadıysak bundan sonra da tüm kapasitemizle yanlarında olacağız.
Allah’ın izniyle sabırlar, kararlılıkla ve dikkati bir şekilde hareket ederek emperyalistlerin oyunlarını bozacağız.
DEAŞ, sadece batılı ülkeler için değil, Suriye için de, Irak için de, bizim için de yok edilmesi gereken bir tehdit kaynağıdır. Bu vahşi yapıyla göğüs göğüse çarpışan tek NATO müttefiki Türkiye’dir. Dolayısıyla bu konuda hiç kimse bize ders veremez, bunun üzerinden bize sınır çizemez. Bizim tek gayemiz, Suriye’den başlayarak bölgemizin her karış toprağında barışın, huzurun, istikrarın güçlü bir şekilde sağlanmasıdır.
Ülkemizdeki Suriye muhacirlerden kısa süreli veya kalıcı olarak geri dönmek isteyenlere gereken her türlü kolaylığı sağlıyoruz. Belli bir süre giriş çıkışlara da izin vereceğiz. Yaza doğru okulların da tatile girmesiyle birlikte sınır kapılarındaki yoğunluk biraz daha artacaktır. Bununla ilgili tedbirlerimizi de şimdiden alıyoruz. Bu süreçte politikamız şu olacaktır: Dönmek isteyene yardımcı olacağız ama kimseyi zorla göndermeyeceğiz.
Sayın Özel’in dün grupta yaptığı açıklamaları son derece talihsizdir. Bilgisiz ve saha gerçeklerinden kopuktur. Sayın Özel, Suriye meselesini halen doğru okuyamıyor. 13 yıldır bir kez olsun doğru bir politika geliştiremeyen CHP, aynı hatasını Sayın Özel’in liderliğinde de sürdürüyor. Türk siyaseti adına bu çok büyük nakısadır. Esed’in ülkeden kaçışının ertesini günü mikrofon karşısına geçip ırkçı atak geçirenlerden vicdanlı davranmalarını beklemek elbette ham bir hayaldir.
Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin. Meclis çalışmalarınızda sizlere başarılar diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.”